teknoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
teknoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3D Yazıcıların Avantajları ve Dezavantajları

3d yazıcılar, bilgisayar ortamında tasarlanan herhangi bir nesnenin üç boyutlu olarak üretilmisini sağlayan katmanlı üretim teknolojisidir. İlk olarak 1980'li yıllarda geliştirilmiş, fakat kullanımı 2000'li yıllardan sonra yaygınlaşmıştır. Günümüzde ise talaşlı imalatın yerini alabileceğinden bahsedilmektedir. Her teknolojik gelişme ve üretim yönteminde olduğu gibi, 3d yazıcıların da bazı avantajları ve dezavantajları vardır. Bu yazımızda bu avantaj ve dezavantajlardan bahsetmeye çalışacağız.




3D Yazıcıların Avantajları

1. 3d yazıcılar kullanılarak, klasik üretim yöntemleri ile üretilemeyecek karmaşıklıktaki ürünler üretilebilir. Bu durum sağlık gibi sektörlerde kişiye ve duruma özel üretim yapılmasını kolaylaştırmaktadır.

2. 3d yazıcılar, klasik yöntemlere göre daha ucuza ve hızlı olarak prototip üretilmesini sağlar. Böylece üretim için gerekli kalıp,metal, işçi ücreti gibi harcamalara gerek kalmadan, yapılan tasarımın prototipini inceleme ve test etme imkanı sağlar. Ayrıca yapılacak olan geliştirmeler prototip üzerinde kolayca uygulanıp, sonucu görülebilir.

3. 3d yazıcılar kişisel kullanım ve hobi amaçlı çalışmalar için kolaylık sağlamaktadır. Yapılan kişisel çalışmalarda farklı üretim yöntemleri için harcama yapmadan, ihtiyaç duyulan ürünlerin belirli miktarlarda üretimi yapılabilir.

4. 3d yazıcılarda geri dönüşüm gerektiren atık materyal minimum düzeydedir. Böylece atık malzemeden dolayı oluşan maliyetten tasarruf edilmiş olur.

5. 3d yazıcılar klasik üretim yöntemlerinden farklı olduğundan, hem mühendisler hem de 3d teknolojisi ile uğraşanlar için yeni iş sahaları ve kariyer fırsatları oluşturacaktır.

6. Birinci madde de belirtildiği gibi özellikle sağlık alanında kişiye özel yapılacak olan protez, platin vb. uygulamalar protezi kullanacak kişiye bire bir uyacak şekilde üretilmesini sağlar.

7. Klasik yöntemler ile birçok parçadan oluşan ürünler, tek parça halinde ve daha dayanıklı olarak üretilebilmektedir. Ayrıca katmanlı üretim yapabilmesinden dolayı, üretilen ürün farklı dayanım isteklerine karşılık verebilmektedir.



3D Yazıcıların Dezavantajları

1. 3d yazıcıların seri üretimlerde kullanılmaya başlaması yüksek teknoloji olmadan üretim yapılan ülkelerde iş alanlarını ve klasik üretim yapan fabrikaları etkileyecektir. Ayrıca düşük yetenek gerektiren işlerde çalışan işçilerin işsiz kalmasına neden olacaktır.

2. 3d yazıcılar ile genel olarak küçük boyutlu ürünler üretilmektedir. 3d yazıcı teknolojisinin gelişmesiyle bu sorun aşılabilecek olsa da günümüzde büyük boyutlu üretim için klasik yöntemlerin tercih edilmesine neden olmaktadır.

3. Üretim yapılan malzemeler kısıtlıdır. 3d yazıcılarda özellikle plastik ve türevleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Buna ek olarak bazı metaller ile de üretim yapılabilmektedir. Fakat yeterli çeşitlilik sağlanamamaktadır.

4. 3d yazıcılar insan sağlığı için zararlı olan radyasyon ve polimer maddeler yayabilmektedir. Bu durum her ne kadar kısıtlı olsa da bazı araştırmalar 3d yazıcıların zararlı etkilerinin olabileceğini söylemektedir.

5. 3d yazıcılarda kullanılan malzemelerin eritilmesi için yüksek enerji gereklidir. Bu yüzden çoklu üretimlerde maliyeti arttıran bir unsurdur.

6. Erişimi kolay olan 3d yazıcılar ile amacı kötü olan kişiler tehlikeli alet ve silah üretimi yapabilir. Bu durum kayıt altına alınamayan kesici ve delici aletlerin hatta silahların üretilmesine neden olabilir.

7. Yüksek özellikli üretim sayesinde parmak izi gibi kişiye özel tanıma sistemleri kopyalanabilir. Bu durum dolandırıcılık faaliyetlerine ve hırsızlıklara neden olabilir. Ayrıca güvenlik sektörünün bu tür olaylara önlem alması için ciddi maliyetlerin altına girmesine neden olabilir.

8. Şu anki teknolojik seviyesinde 3d yazıcılar seri üretime uygun değildir ve klasik yöntemlere göre daha pahalıdır. Bu nedenle daha pahalı bir teknolojidir.

Share:

Format USB'sinin Görünmeme Sorunu

USB ile format atarken karşılaşılan en büyük sorunlardan biri de format USB'sinin boot menüde gözükmemesidir. Daha formata başlamadan karşılaşılan bu sorun can sıkıcı bir hale gelebiliyor. Bu yazımızda bootable USB'nin görünmeme nedenlerini ve çözümlerini aktarmaya çalışacağız.



1. Kullanılan USB bozuk veya sorunlu olabilir.

Format için kullanılan USB'nin kullanılmadan önce çalışır durumda olduğundan emin olmanız gerekir. Ayrıca USB portlarının da çalışıp çalışmadığı kontrol edilmelidir. İmkan dahilinde görünmeyen USB başka bir bilgisayarda denenmelidir.


2. BIOS'da secure boot ''Disable'' konumunda olabilir.

Eğer USB'niz boot menüde gözükmüyorsa secure boot satırı kontrol edilmelidir. Eğer ''enable'' konumundaysa ''disable'' olarak değiştirilip, yeniden başlatılarak denenebilir. 


3. Format USB sadece boot menüde gözükebilir.

Bazı sistemlerde format USB'si bios menüde gözükmeyebiliyor. Bu yüzden bilgisayar açılırken direk olarak boot menü tuşuna basılır ve bu kısımdan bootable usb ismi seçilir. Boot menüde usb görmek için harddisk menüsündeyken ''enter'' a basılır ve çıkan ekrandan usb seçilir. Boot menü tuşu çoğu bilgisayarda F12 tuşudur.



4. Format dosyaları düzgün şekilde oluşturulmamış olabilir.

Format usb sinin gözükmemesinin nedenlerinden biri de uygun olarak oluşturulmamış format dosyalarıdır. USB format için hazırlanırken uygun bir program kullanılır veya aşağıdaki yol izlenir.

- USB bilgisayara takılır.
- Başlata ''cmd'' yazarak komut sistemi yönetici olarak başlatılır.
- ''diskpart'' yazılıp ''enter'' a basılır. Daha sonra aşağıdaki komutlar sırası ile girilir ve enter a basılır.
- list disk
- select disk 1  (Buradaki 1 rakamı usb sırasını gösterir. Sizdeki sırasına dikkat edin. Yanlışlıkla harddiskinizi göstermeyin)
- clean
- create partition primary
- select partition 1
- active
- format fs=fat32 quick  (veya) format quick fs=ntfs  
- assign

Bu komutları adım adım uyguladıktan sonra komut yöneticisinden çıkılır ve format dosyaları USB'ye kopyalanır.


5. BIOS'da Legacy USB support ''disable'' olabilir.

Format USB sinin görünmemesinin nedenlerin biri de usb portlarının çalışmasını sağlayan bu satırın ''disable'' olmasıdır. Bu satıra gelerek ''enable'' ile değiştirip, USB'nizi yeniden deneyebilirsiniz.


6. USB biçimlendirme modu ''fat32'' veya ''ntfs'' ayrı ayrı olarak denenebilir.

Yukarıda USB'nin formata hazırlandığını anlatmıştık. Hazırlama aşamasında biçimlendirmeyi sağlayan 2 farklı komuttan bahsetmiştik. Eğer ''format fs=fat32 quick'' ile format USB niz gözükmüyor ise bir de aynı adımları uygulayarak ''format quick fs=ntfs'' komutunu deneyin. Bu komut format USB sinin hangi formatta olacağını belirleyecektir.


Not: Bu yöntemler daha önce bu sorunla karşılaşmış ve soruna karşılık verilen cevaplardan derlenmiştir. Bu yöntemlerin denenmesi veya uygulanmasında sorumluluk uygulayan kişilere aittir.
Share:

Endüstriyel Tarımın Faydaları ve Zararları

Endüstriyel tarım, meyvelerin, sebzelerin ve hububatların üretiminde modern üretim tekniklerinin ve makinelerin kullanılmasıdır. 18. yüzyılda buharlı makinelerin kullanılmasıyla temelleri atılmıştır. Günümüzde neredeyse bütün tarım ürünlerinin üretimi endüstriyel olarak yapılmaktadır. Tüm bu gelişmelerle beraber endüstriyel tarımın faydaları ve zararları günden güne tartışma konusu haline gelmiştir.


Tarımda endüstriyelleşme her ne kadar insanların ihtiyacı olduğu tarım ürünlerini daha kolay ve daha ucuz olarak üretmesine olanak sağlasa da çevreye ve insan sağlığına verdiği zararlar yadsınamaz bir gerçektir. Üstüne üstlük kurallara uyulmayan ve gelişigüzel yapılan devasa üretimler ve yatırımlar insanların endüstriyel tarıma karşı bakış açısını sorgulamasına neden olmuştur. Peki endüstriyel tarımın faydaları yok mudur?

Endüstriyel Tarımın Faydaları


Endüstriyel tarım, insan nüfusunun artmasıyla beraber insanların ihtiyacı olan besin maddelerinin daha kolay üretilmesini sağlamaktadır. Böylece üretilen tarım ürünlerinin birçok kişiye daha kolay ve ucuz olarak ulaşmaktadır. Dünya savaşlarından sonra meydana gelen buhranlarda bu durum oldukça fazla hissedilmiştir. Fakat tarımda yapılan inovasyon ve makineleşmeyle beraber insanların tarım ürünü ihtiyaçları ucuz ve kaliteli bir şekilde karşılanabilmiştir.


Endüstriyel tarımın bir diğer faydası da üretilen ürünlerin farklılaşmasını sağlamasıdır. Büyük miktarlarda üretilen tarım ürünleri nedeniyle endüstriyel tarım ile uğraşan kişiler daha farklı pazar arayışına girmiş ve farklı ürünler üretmeye çalışmışlardır. Hatta kurulan özel teknoloji sistemleriyle bir bölgede yetişmesi imkansız olan meyve sebzelerin özel koşullar ile üretilmesi sağlanmıştır. Böylece tarımda çeşitlilik ve kalite arttırılmıştır.



Endüstriyel tarım, tarım ürünleri için gerekli olan su, toprak, gübre gibi ihtiyaçların daha kolay temin edilmesine ve bu işler için harcanan enerjinin daha önemli işler için harcanmasını sağlamıştır. Ayrıca insanların tüm zamanını tarla, bağ bahçede geçirmesini önlemiş, kendilerine daha fazla akit harcamalarına yardımcı olmuştur.


Endüstriyel tarımın başka bir faydası da üretilen ürünlerin muhafazası ve taşınmasında teknolojinin kullanılmasıdır. Üretilen ürünler soğuk hava depolarında uzun süre tazeliğini korumakta ve tüketiciye taze olarak ulaştırılması sağlanmaktadır. Ayrıca gen teknolojisi ile yapılan çalışmalar ile çürümeye ve bozulmaya daha dayanıklı tarım ürünleri üretilmektedir.

Endüstriyel Tarımın Zararları


Endüstriyel tarımla uğraşan girişimciler ürün kayıplarını azaltmak ve ürün verimini arttırmak amacıyla ciddi ölçüde tarım ilaçları ve kimyasalları kullanmaktadır. Ölçüsüz ve kurallara uyulmadan yapılan ilaçlama ve gübreleme, hem ürünlerin yapısını bozmakta hem de toprağın verimliliğini düşürmektedir. Bu da gelecek nesiller için toprağın verimliliğine zarar vermektedir.


Endüstriyel tarımın zararlarından biri de ürün verimliliğini arttırmak amacıyla genetiği değiştirilmiş tohumlar kullanılmasıdır. Bu tohumlar ile üretilen ürünlerin sağlığa etkileri halen tartışılmakta olup, birçok araştırmacı ve bilim insanı genetiği değiştirilmiş ürünlerin, insan sağlığına zararlı olduğunu düşünmektedir.



Endüstriyel tarımın başka bir zararı küçük çaplı üreticilerin işlerini kaybetmesine neden olmasıdır. Üreticiler endüstriyel tarımın sağladığı ucuz ve verimli üretimin getirdiği avantajlara karşı direnememekte ve tarım alanları için yatırım yapmaktan vazgeçmektedir. Dolayısıyla köylerden kente göçler hızlanmakta ve tarım faaliyetleri zarar görmektedir. Ayrıca çarpık kentleşmeye ve görüntü kirliliğine neden olmaktadır.


Endüstriyel tarımın bir diğer zararı da çevre kirliliği oluşturmasıdır. Daha büyük tarım alanı açmak için doğa tahrip edilmektedir. Aynı zamanda endüstriyel tarım sayesinde kurulabilen büyük hayvan çiftliklerinin atıkları çevreyi kirletmekte ve doğanın diğer hayvanlar için yaşanamaz hale gelmesine neden olmaktadır.
Share:

Emisyon Değeri Nedir? Nasıl Ölçülür? Nasıl Düşürülür?

Emisyon değeri, yapılan emisyon testleriyle neticesinde motorlu araçların havayı ne kadar kirlettiğini gösteren değerdir. Otomobil firmaları bu değeri mümkün olduğunca düşük tutmaya çalışır. Çünkü uluslararası ve yerel düzeyde bu değerin tutulması gereken sınır vardır. Eğer yapılan ölçümlerde bu değer beklenenin üzerinde çıkarsa firmalara büyük yaptırımlar uygulanabilir.

Özellikle geçtiğimiz yıllarda Volkswagen marka araçlarda ortaya çıkan yüksek emisyon değerleri firmanın prestij ve para kaybetmesine neden olmuştur. Emisyon değerleri yüksek çıkan araçlarını geri çağıran şirket, imajını düzeltmek için büyük efor sarf etmiştir.




Emisyon Testi Nasıl Yapılır?


Emisyon testi araç muayene istasyonlarında uzman ekipler tarafından yapılır. Bu testin yapılabilmesi için araç sistemlerinin düzgün çalışıyor olması ve aracın emisyon ölçümü için hazır halde olması gerekmektedir. Aksi takdirde aracın emisyon değerleri gerçek sonuçları vermeyebilir. 




Emisyon testleri binek araçlar için ilk 3 yılın sonunda yapılır. Daha sonraki yıllarda ise 2 senede 1 yapılması gerekmektedir. Diğer motorlu taşıtlar içinse her yıl yapılması gerekmektedir. Emisyon değerleri belirli bir değerin üzerinde olanlara trafiğe çıkış izni verilmez.

Her yönetimin kendine göre ölçüm cihaz ve şekilleri ardır. Ölçümle beraber egzozdan atılan gazdaki hidrokarbon, nitrojen oksit, karbonmonoksit, karbondioksit değerlerini ölçmektir. Ölçümün yapılmasıyla aracın istenen emisyon değerine sahip olup olmadığı belirlenir.


Emisyon Değeri Nasıl Düşürülür?


Emisyon değerinin düşük olması her ne kadar aracı kullanmaya devam etmek için bir zorunluluk olsa da doğanın korunması ve küresel ısınmanın önlenmesi amacıyla sürücülerin uyması gereken bazı durumlar vardır.




-Aracın eskimesiyle beraber motorun performansı düşer ve kirletme oranı artar. Bu yüzden belli aralıklarla temizlemek için yakıta katkı maddeleri konulabilir.
-Kaliteli yakıt kullanılması 
-Klima sisteminin ve filtrelerin temizlenmesi veya değiştirilmesi 
-Belirli aralıklarla yağ değişiminin yapılması
-Aracın periyodik kontrollerinin zamanında ve tam yapılması
-Aracı çalışır halde tutmak boş yere yakıt kullanılmasına ve egzoz gazı salınımına neden olur. Bu yüzden uzun süreler araç çalışır halde tutulmamalıdır.
-Agresif kullanımdan kaçınmak emisyon değerinin düşmesini sağlar.
Share:

Elektrikli Araçlarda Vites Var Mı?

Geçtiğimiz yıllarda yapılan çalışmalarla beraber elektrikli araçların yaygınlığı büyük ölçüde arttı. Yine de bireysel kullanım olarak herkesin elektrikli araçla tanıştığı söylenemez. Bu yüzden elektrikli araçların çalışmasında merak edilen şeyler olabiliyor. Bunlardan biri de elektrikli araçlarda vites kullanılıp kullanılmadığı.



İçten yanmalı motorlara baktığımızda, her araçta 5 kademeli veya 6 kademeli gibi değişen hareket iletim sistemlerinin olduğunu duymuşuzdur. Bu araçlarda araç ilk hızlanırken düşük viteslerde, daha yüksek hızlarda ise büyük vitesler kullanılır. Bunun nedeni düşük hızlarda daha yüksek tork elde ederek aracın hızlanmasını sağlamaktır. Bununla ilgili daha fazla bilgiyi devir ile tork ilişkisi yazımızda bulabilirsiniz. Peki elektrikli motorlarda böyle bir sisteme gerek var mı?


Elektrikli araçlarda motor direk olarak tekerlek miline bağlıdır. Elektrik motorunun ürettiği açısal hız tekerleklere aktarılır ve hareket sağlanır. Ayrıca elektrikli motorun özelliğinden dolayı düşük hızlarda yüksek tork üretilir ve belirli bir hıza kadar tork düşüşü yaşanmaz. Bu nedenle hareketin sağlanması için herhangi bir vites kutusuna ihtiyaç yoktur. Fakat yapılan yeni araştırmalar ve geliştirmeler ile kademeli hareket sisteminin var olduğu elektrikli araçlar da tasarlanmaktadır.


Elektrikli araçlarda hareket iletim sisteminin olmaması aracın daha hafif olmasına, böylece daha performanslı olmasını sağlamaktadır. Ayrıca ilk hızlanma, kademeli sistemlere göre çok daha çabuk şekilde meydana gelmektedir. Yani elektrikli araçların 0-100 km/h hızlanması çok daha hızlı olmaktadır.

Elektrikli araçlarda vites kutusu kullanılacak olsa dahi, bildiğimiz klasik sistemlerden farklı olacaktır. Çünkü zaten elektrik bataryası ile ağırlaşan araç, performansa etki etmeyen bir sistemle daha da ağırlaşacaktır. Bu da performansta azalmalara neden olacaktır.

Sonuç olarak, elektrikli araçlarda klasik araçlardaki gibi vites yoktur. Hareketi sağlayan tek kademeli vites tipleri yaygın olarak kullanılır. Elektrikli araçlar çevre dostu olması ve diğer avantajları ile önümüzdeki yıllarda daha da yaygınlaşacağı öngörülmektedir.
Share:

Optik Sürücü Yerine SSD Takmak

Solid State Drive (SSD) , normal belleklerden farklı olarak elektronik devrelerden meydana gelen ve mekanik yazma gerçekleşmeyen bir depolama birimidir. Yüksek yazma ve okuma hızlarına sahiptir. HDD ler gibi bilgisayarın hareket ettirilmesi veya ufak tefek sarsıntılardan etkilenmez. Fakat yüksek fiyatından dolayı satılan notebook çeşitlerinde genelde kullanılmaz. Bu yüzden bazı kullanıcılar laptoplarına sonradan SSD ekleme yoluna gitmektedir.


Laptoplara SSD takılabilmesi için ayrı bir slot gerekmektedir. Bazı laptoplarda boş olarak ikinci bir slot bulunsa da çoğunda herhangi bir slot bulunmamaktadır. Bu yüzden ikinci depolama birimi için optik sürücü yeri kullanılmaktadır. Optik sürücülerin yerini usb belleklerin almasıyla eksikliği kullanıcılar için sorun oluşturmamaktadır. SSD'nin bu yuvaya takılması içinse bir aparata ihtiyaç duyulur. Bu aparata HDD kızak veya HDD Caddy olarak adlandırılır. Bu işlemi aşamalı olarak anlatmaya çalışalım.



1. SSD ve optik sürücü yerine takılacak kızağı edinmek

HDD kızağı 9,5 mm ve 12,7 mm olarak iki farklı tipte bulunmaktadır. Notebook modeline göre kısa bir araştırma ile size uygun modeli almalısınız. SSD olarak ise sizin için uygun maliyet ve performansa sahip bir SSD edinmeniz yeterli.



2. Optik sürücüyü yerinden sökmek

Optik sürücü bilgisayara genelde tek vida ile bağlıdır. Bu vidayı sökmek için laptopun arka kapağının çıkarılması gerekmektedir. Eğer bilgisayarınızın garantisi var ise bu işlemi satın aldığınız firmaya veya müşteri hizmetlerine sorarak yapmanızı tavsiye ederiz. Kapağı açtıktan sonra ise optik sürücüsünün bağlı olduğu vida sökülür ve optik sürücü yerinden çıkarılır.

3. HDD kızağını optik sürücü yerine yerleştirmek.

Aldığımız SSD'yi kızağa monte ettikten sonra çıkardığımız optik sürücü yerine takılır ve aynı şekilde kızağınız vida yuvasına sahip ise montajı yapılır. 

4. SSD'ye windows kurulumunu yapmak

Windows dosyaları Microsoft'un kendi sitesinden temin edilir ve herhangi bir USB bellek kurulum dosyaları için hazırlanır ve SSD'ye kurulum yapılır. Eğer orjinal bir windows sahibi iseniz kurulumdan sonra ürün etkinleştirilmesi otomatik olarak yapılacaktır.

NOT: HDD kızağın takıldığı optik sürücü yuvası yüksek hızları desteklemeyebilir. Bu yüzden alınan SSD'nin orijinal HDD yuvasına takılması ve HDD'nin ise edindiğimiz kızak ile optik sürücüyü çıkardığımız yuvaya takılması önerilmektedir.
Share:

İnternette Doğru Bilgiye Ulaşmak

Doğru bilgiye hızlı ve sorunsuz şekilde ulaşmak herkesin istediği bir durumdur. Geçmişte yazılı nüshalar ve ansiklopedilerle sağlanan bilgiler artık internet sayesinde ufak ve hızlı bir araştırmayla elde edebiliyoruz. Aramak istediğimiz bilgi hakkındaki anahtar kelimelerle saniyeler içerisinde milyonlarca bilgi kaynağına ulaşabiliyoruz. Peki ulaştığımız bu bilgi kaynakları ne kadar güvenilebilir?



İnternet, bir konu hakkındaki düşüncelerini ve öngörülerini herkesin kolaylıkla yazabileceği ve paylaşabileceği bir platform haline geldi. Sosyal paylaşım sitelerinden tutun da kişisel web sitelerine kadar herkes internet kullanımında belirli bir noktaya geldi. Bu noktada, doğru bilgiye ulaşmak da bu kadar kaynak arasında daha zor hale geldi. İnternet üzerindeki yığınla bilgi, ilgi çekici olması amacıyla doğruluktan uzak veya  ticari amaç için yazılmış metin kümeleri haline geldi. Peki internette doğru bilgiye nasıl ulaşabiliriz?




İnternet üzerinde doğru bilgiye ulaşmanın bazı yöntemleri var. Bu yöntemler genellikle kontrol mekanizmaları olan ve teyit edilmiş mecralardan oluşmaktadır. Profesyonel olarak çalışan resmi kurumlar, üniversite tarafından yayınlanmış ders notları ve makaleler, uluslar arası mecralarda yayınlanan akademik makaleler bunlardan bazıları.


Resmi kurumların Yayınları ile Doğru Bilgiye ulaşmak


Resmi kurumlar, özellikle devlet veya uluslar arası kuruluşlar tarafından onaylanmış kurumlar, internette doğru bilgiye ulaşmak için iyi bir kaynak. Kendi özelinde profesyonelleşmiş bu kurumlar, yaptıkları kamu yararına veya resmi araştırmalar ile doğru bilgiye ulaşmak isteyenlere iyi olanaklar sağlamaktadır. Resmi kurumların bazı bilgilere erişiminin olması ve bu bilgileri kullanarak özgün araştırmalar yapması da resmi kurumlardan ihtiyaca yönelik doğru ve güvenilir bilgi sağlanmasını kolaylaştırıyor.


Akademik Yayınlar ile Doğru Bilgiye Ulaşmak


Üniversiteler de yetkili ve bir konuda uzmanlaşmış olan akademik personelleri sayesinde bir çok alanda kaliteli ve doğru yayınlar çıkarmaktadır. Bu yayınlar üniversite personeli tarafından yayınlanan ders notları olabildiği gibi belirli bir kontrolden ve düzenden geçirilen akademik makalelerde olabiliyor. Bu yayınlar doğruya en yakın bilgi kaynaklarından biridir. Bu yüzden araştırmalarınız ve ödevlerinizde üniversite yayınlarını ve akademik makaleleri rahatlıkla kullanabilirsiniz.



Güncel Yayınlar ile Doğru Bilgiye Ulaşmak


İnternette bir konu hakkında araştırma yaptığımızda, kaynakların eski tarihlerde yayınlandığının farkına varmışsınızdır. Bu tür yayınları kullanırken belirtilen bilgilerin hala geçerliliğini koruduğunu teyit etmemiz gerekebilir. Bu yüzden, kullanacağımız bilgiler , belirli konularda özelleşmiş forumlar ve siteler tarafından önerilen ve güncel olan yayınlar olmalı. Örneğin herhangi bir sınav hakkında bilgi sahibi olmak istiyor isek o sınav ile ilgili yayınlanmış güncel bilgileri takip etmeli ve resmi dökümanlara ulaşmalıyız.


Sonuç olarak, internette doğru bilgiye ulaşmak bazı yöntemler ile kolayca yapılabilir. Resmi kurumları kullanmak, uluslar arası makaleleri ve akademik yayınları takip etmek bunlardan bazılarıdır. Güncel bilgiler de doğru bilgiye ulaşmada önemli rol oynamaktadır. Bu yüzen internette gördüğümüz her bilgiye doğru gözüyle bakmamalı, ulaştığımız bilgileri teyit etmeliyiz.
Share:

Elektrikli Arabalar Çevre Dostu Mu? Avantajları ve Dezavantajları Neler?

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte farklı ihtiyaçlar ve farklı enerji kaynaklarından yararlanılmaya çalışılıyor. Bilim adamları ve mühendisler yeni teknolojileri kullanarak daha verimli ve daha efektif sistemler oluşturmaya çalışıyor. Yakın zamanda gelişimine hız verilen teknolojilerden birisi de elektrikli arabalar.

Elektrikli arabalar, arabaların hareket etmesini sağlayan aksamlarının çalışmasını, elektrik motoru sayesinde üretilen güç ile sağlayan araçlardır. Arabalarda elektrikli araç kullanılmasının verim ve teknik özellikleri açısından değerlendirilmesi bir yana, çevreye olan etkileri veya yararları hakkında da araştırmalar ve değerlendirilmeler yapılmaktadır.





Elektrikli arabaların yaygınlaşmasıyla birlikte elektrikli arabaların ne kadar çevre dostu bir teknoloji olduğu, emisyon sorununun olmadığı ve az enerji ile daha çok yol katetmesi gibi avantajları dillendirilmektedir. Peki elektrikli arabaların çevreye verdiği zararlar neler? Elektrikli arabalar çevreye zarar vermez mi?




Çevreye etkileri bakımından ilk bakışta elektrikli arabaların daha iyi olduğu düşünebilir. Fakat bu teknolojinin çevre için hiç kirliliğe neden olmadığı doğru değil. Özellikle elektrik enerjisinin önemli bir kısmı termik santrallerden üretilmektedir. Bu santrallerde yanma reaksiyonları gerçekleştirilmekte ve çevreye zararlı maddelerin atılması gerekmektedir. Ayrıca elektrikli arabaların bataryaları için çıkarın ve üretilen madenler ve kimyasallar doğa kirliliğine neden olmakta ve bu madenlerde çalışan işçilerin sağlık durumlarını etkilemektedir. Bilindiği gibi bu bataryada kullanılan maddelerin işlevinin yitirdikten sonra geri dönüşümleri zor olmaktadır.





Elektrikli Araçların Avantajları


Elektrikli arabalar söylenildiği gibi az enerji ile uzun yollar katedebilmektedir. Bunun en büyük nedenlerinden birisi elektrik motorlarının veriminin diğer motorlara göre daha yüksek olmasıdır.
Normal motorlardaki karışık sistemlerden dolayı meydana gelen enerji kayıpları verimsizliğe yol açmakta ve daha fazla yakıt harcanmasına yol açmaktadır. Fakat elektrik motorlarının basit yapısı sebebiyle aktarım daha verimli şekilde yapılabilmektedir. Ayrıca bu basitlik sayesinde vitese gerek kalmamakta ve ilk hızlanmada elektrikli arabaların çok iyi olduğu bilinmektedir. Herhangi bir yanma olayı gerçekleşmediği içinde doğaya gaz çıkışı engellenmekte ve emisyon sorunu ortadan kalkmaktadır. Bunlar elektrikli arabalar için avantaj olan durumlar.





Elektrikli Araçların Dezavantajları


Büyük sorunlardan bir tanesi elektrikli arabalar için şarj istasyonlarının az olması sebebiyle sorun yaşanması. İstasyonlarda 30-1 saat civarında doldurulabilen elektrikli arabalar, normal şebekelerde 8 saat civarında anca doldurulabilmektedir. Bu durum uzun yolculuklar için elektrikli arabaları dezavantajlı duruma düşürmektedir. Ayrıca depolama için yapılan bataryaların büyük ve ağır olması hafifliğin önemli olduğu otomobil teknolojisinde handikap oluşturmaktadır. Bu bataryaların bir ömrünün olduğu ve belirli sürelerde değiştirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Bu elektrikli araba sahiplerine ek maddi yük oluşturmaktadır. Batarya teknolojisinin maliyetinin yüksek olduğu unutulmamalıdır.



Tabi ki de elektrikli arabalar günümüzün en önemli gelişmelerinden biridir ve belki de gelecekte en çok kullanılan araçlardan olacaktır. Biz yine de elektrikli arabaların dezavantajlarından ve çevreye verdiği sorunlardan bahsettik. Sorunların çözülmesi elektrikli araba teknolojisinin gelişmesi ile çözülecektir. Bu sorunlar özellikle enerji sektöründeki yenilenebilir enerjiye verilen önemin artması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygın kullanılmasıyla elektrik enerjisi üretmek amacıyla çevreye verilen hasarları en aza indirerek çözülebilir. Batarya konusunda ise elektrikli arabaların yaygınlaşmasıyla bu alanda yapılacak büyük inovasyonlarla bu sorunda da büyük ilerleme katedileceği düşünülmektedir. Siz de bu konu hakkında görüşlerinizi bildirebilir ve eklemek istediğiniz kısımları belirtebilirsiniz.


Share:

Sanayi Devrimi ve Makineleşme

Sanayi devrimi merkezi Avrupa olmak üzere 18.yüzyılda buharlı makinelerin ve diğer buluşların yapılmasıyla ortaya çıkmış ve Avrupa'nın gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Avrupa devletlerinde artan makineleşmeyle beraber, diğer dünya devletleri de bu gelişime ayak uydurmaya çalışmış ve sanayide makineleşme hız kazanmıştır.
       
       
Sanayi devriminin en büyük sebeplerinden biri nüfusun hızla artmasıyla birlikte tüketim mallarına olan ihtiyacın artmasıdır. Bu da beraberinde üretimde makineleşmeye ve daha yüksek sayılarda üretim kapasitelerine çıkılmasına ön ayak olmuştur. Ayrıca artan nüfus makineleşme için gereken iş gücünü karşılanmasını sağlamıştır.

Makineleşme ilk olarak buhar makinesi ile başladı. Buhar makinesinin geliştirilmesi ve diğer araçlara uygulanması ile devam etti. İlk buharlı makineyi Thomas Savers yaptı. Bu makine su altında kalan madenlerden su pompalanmasını sağlıyordu. Bu makinenin geliştirilmesi ve üretim makinelerine entegre edilmesi ile sanayide ilk makineleşme başlamış oldu. Buharlı makinelerin ilk entegre edildiği sistemler dokuma makineleri ve dokuma tezgahları gibi makinelerdi.


Gelişen teknoloji ve makineleşmeyle beraber ham madde ihtiyacı doğdu ve ülkeler ham medde ihtiyacın karşılamak için sömürge arayışına başladı. Buhar makinesinin gemilerde kullanılmasıyla deniz aşırı ülkelere gitmek daha da kolaylaştı. Devletler doğunun ve Afrika'nın zenginliklerini sömürmek için yarışa girdi. Sanayi devrimine adapte olan devletler ucuz olarak elde ettikleri ham maddeler ile yüksek sayıda üretim yapmaya başladılar. Ayrıca hem iş gücü hem de ham madde kaynağı olarak kullandıkları gelişmemiş ülkelere kendi ürünlerini satarak yeni pazarlar oluşturdular.

Makineleşme buhar makinesinin lokomotif ve diğer araçlarda kullanılmasıyla devam etti. Sanayi devriminin öncülüğünde yeni sistemler geliştirmeye başlandı. Telefonun da icadıyla birlikte ülkeler arasında sınırlar kalktı ve ticaret canlandı. İnsanların iletişimi ve ulaşımı daha kolay hale geldi. Tarım alanında insan gücü ile yapılan işleri daha kolay hale getiren icatlar, madenleri daha kolay çıkarmak için yeni araçlar yapıldı. Sanayi devrimi ve makineleşme her geçen gün devam etti. 

Gelişen teknoloji ve makineleşme ile beraber toplumda da bazı değişmeler meydana geldi. Maddi durumu iyi olan iş sahipleri pahalı makinelerle insan gücünün yapabileceğinden çok daha hızlı üretim yaptı ve zenginliklerine zenginlik kattı. Toplumda sınıf ayrılıkları oluştu .Gelişen sanayi ile birlikte köylerden kente göçler arttı. Şehirlerin kaldırabileceğinden fazla insan gelmesi çarpık kentleşmeye ve çevre kirliliğine neden oldu.
                  
Sonuç olarak, sanayi devrimi ve makineleşme insanlar üzerinde bazı olumlu ve olumsuz etkiler oluşturdu. Ancak sanayi devrimi ile günümüz teknolojisinin temelleri atıldı ve makineleşme devam etti. Günümüzde biz de her alanda makinelere ihtiyaç duyuyoruz ve çoğu işimizde de kullanıyoruz.
           
Share: